* Ebeveynler: Birçok ebeveyn, şiddetin çocukları, özellikle küçük çocuklar üzerindeki potansiyel etkisi konusunda endişe duymaktadır. Şiddete maruz kalmanın agresif davranışlara veya duyarsızlaşmaya yol açabileceğinden endişe edebilirler.
* Psikologlar ve eğitimciler: Bu profesyoneller genellikle medya şiddetinin etkilerini inceler ve şiddetli içerik hakkında daha katı düzenlemeleri veya uyarıları savunabilirler. Şiddetli medyanın, özellikle savunmasız nüfus arasında gerçek dünyadaki şiddete katkıda bulunma potansiyelinden endişe duyabilirler.
* dini gruplar: Bazı dini gruplar şiddetin doğal olarak yanlış olduğuna ve her türlü medya türünde önlenmesi gerektiğine inanabilirler.
* Aktivist Gruplar: Sosyal adaleti savunan gruplar, özellikle olumsuz stereotipleri sürdürürse veya belirli şiddet biçimlerini yüceltiyorsa, filmlerde şiddetin tasvir edilmesinden endişe duyabilirler.
* Etik sonuçlarla ilgili bireyler: Bazı insanlar filmlerdeki şiddetin ahlaki olarak yanlış olduğunu ve daha olumlu ve yapıcı içerikle değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Birçok insanın şiddetli film izlemekten hoşlandığını ve bunu bir sorun olarak görmeyebileceğini belirtmek önemlidir. Diğerleri, şiddetin hem eğlenceli hem de düşündürücü bir şekilde tasvir edilebileceğine inanarak daha nüanslı görüşlere sahip olabilir. Nihayetinde, birisinin filmlerde şiddetin kötü olduğunu düşünüp düşünmediği kişisel bir görüştür.