Oedipus Rex'teki trajik dünya görüşü, insan varoluşunun kırılganlığının ve sınırlarının altını çiziyor. Karakterlerin en iyi niyetlerine ve çabalarına rağmen eylemleri farkında olmadan kendi ölümlerine katkıda bulunuyor. Oyun yazarı Sofokles, insanların kendilerinden daha büyük güçlere bağlı olduğunu ve yalnızca kaderin elindeki piyonlar olduğunu öne sürüyor. Oyun, özgür irade ve kontrol kavramlarına meydan okuyor, acı çekmenin kaçınılmazlığını ve kişinin eylemlerinin çoğu zaman bireyin haberi olmadan kaçınılmaz sonuçlarını vurguluyor.
Dahası, trajik dünya görüşü, kendini tanımanın ve kişinin gerçek doğasını anlamanın önemini vurgular. Oedipus'un kendini keşfetme yolculuğu ve gizli geçmişinin açığa çıkması, cehalet ve kibrin tehlikeleri hakkında uyarıcı bir hikaye işlevi görüyor. Oyun, gerçek bilgeliğin kişinin kusurlarını ve sınırlamalarını kabul etmesi ve eylemlerinin sonuçlarını kabul etmesinde yattığını ima eder.
Oedipus Rex'te sunulan trajik dünya görüşü seyircide derin bir acıma ve korku duygusu uyandırıyor. Acıma, kahramanın haksız yere acı çekmesinden ve kırılganlığının farkına varmasından doğar. Korku, karakterlerin talihsizliklerinin herkesin başına gelebileceğinin kabul edilmesinden kaynaklanıyor ve bu da insan varlığının kırılganlığını ve öngörülemezliğini gösteriyor.
Genel olarak, Oedipus Rex'te anagnorisis yoluyla sunulan dünya görüşü, insanlık durumunun temel unsurları olarak kaderin gücünü, insan eyleminin kısıtlamalarını, kendini bilmenin önemini ve trajik acıların kaçınılmazlığını vurgular.