Tituba, Barbados'tan köleleştirilmiş yerli bir kadındı. 1692'deki Salem cadı duruşmaları sırasında büyücülükle suçlanan ilk kişilerden biriydi. Massachusetts, Salem Köyü'nün bakanı Rahip Samuel Parris'in evinde köleleştirildi. Mahkeme kayıtlarına göre Tituba, Parris çocuklarına konuşan hayvanlar ve diğer doğaüstü varlıklar içeren hikayeler anlattı. Bu hikayeler büyücülüğün kanıtı olarak yorumlandı ve Tituba'nın tutuklanmasına ve yargılanmasına yol açtı.
Neden Suçlandı
Tituba, toplumdaki yabancı statüsü nedeniyle büyücülükle suçlandı. O bir köleydi, yerli bir kadındı ve muhtemelen aksanıyla konuşuyordu. Bu onu şüphe ve suçlama için kolay bir hedef haline getirdi. Ayrıca Salem halkı büyük bir stres döneminde yaşıyordu. Topluluk, dini tartışmalar nedeniyle derinden bölünmüştü ve Kızılderililerin saldırılarına ilişkin yaygın bir korku vardı. Bu korku ve güvensizlik, halkın büyücülüğe inanmasını ve Tituba'yı bir tehdit olarak görmesini sağladı.
Tituba'nın suçlaması aynı zamanda Salem'deki bazı güçlü kişilerin çıkarlarına da hizmet ediyordu. Duruşmalar siyasi muhalifleri hedef alıp cezalandırmak ve kişisel hesapları çözmek için kullanıldı. Tituba'yı suçlayanlar arasında, sahibiyle anlaşmazlık yaşayan veya onun toplumdaki konumunu kıskanan topluluk üyeleri de vardı.
Denemeler Üzerindeki Etkisi
Tituba'nın suçlaması Salem cadı davaları üzerinde önemli bir etki yarattı. O, suçlanan ve aralarında idam edilen Sarah Good ve Sarah Osborne'un da bulunduğu birkaç kişi aleyhine ifade veren ilk kişiydi. Tituba'nın ifadesi, davaların tırmanmasına ve birçok masum insanın infazına yol açan bir korku ve paranoya ortamının yaratılmasına yardımcı oldu.
Onun Mirası
Tituba'nın hikayesi yüzyıllar boyunca anlatılıp yeniden anlatıldı ve Tituba, Salem cadı duruşmalarındaki adaletsizliğin kalıcı bir sembolü haline geldi. Hikayesi oyunlarda, romanlarda, filmlerde ve televizyon programlarında anlatıldı ve çok sayıda bilimsel çalışmaya konu oldu. Tituba'nın mirası önyargının, bağnazlığın ve mafya zihniyetinin tehlikelerini hatırlatıyor.