1929'dan 1939'a kadar süren Büyük Buhran, modern tarihin en şiddetli ekonomik kriziydi. Milyonlarca Amerikalının hayatı üzerinde derin bir etkisi oldu ve Bir Satıcının Ölümü'nün yazıldığı 1940'larda sosyal ve ekonomik sonuçları hâlâ hissediliyordu.
İşçi sendikalaşması ve işçi hakları :
İşçi sendikalarının artan gücü ve işçi haklarına ilişkin farkındalığın artması dönemin diğer önemli siyasi meseleleriydi. 1935 tarihli Ulusal Çalışma İlişkileri Yasası, işçilere sendika kurma ve işverenleriyle toplu pazarlık yapma hakkı verdi. Bu, sendika üyeliğinde artışa ve bir dizi yüksek profilli greve ve işçi çatışmasına yol açtı.
Sosyal sınıf ve eşitsizlik :
Amerikan toplumundaki zenginlik ve sosyal statüdeki keskin eşitsizlikler de o zamanın önemli siyasi meseleleriydi. Buhran işçi sınıfını ve yoksulları orantısız bir şekilde etkilemiş, zenginler ve üst sınıflar ise ekonomik krizi daha kolay atlatabilmişti. Bu, farklı sosyal sınıflar arasındaki gerilimin artmasına ve sosyal reform ihtiyacına ilişkin farkındalığın artmasına yol açtı.