Arts >> Sanat ve Eğlence >  >> Kitaplar >> Edebiyat

Marian Anderson Harlem Rönesansı için Ne Yaptı?

Marian Anderson'ın doğrudan Harlem Rönesansı'yla ilişkisi yoktu. Harlem Rönesansı, 1920'ler ve 1930'larda New York şehrinin Harlem semtinde gerçekleşen bir kültürel ve sanatsal ifade dönemiydi. Bu süre zarfında Afrikalı Amerikalı sanatçılar, müzisyenler, yazarlar ve entelektüeller eserleri aracılığıyla kültürlerini ve kimliklerini kutladılar.

Marian Anderson, kariyerinde büyük başarılara imza atmış ünlü bir Amerikalı kontraltoydu. 1897'de Philadelphia'da doğdu ve genç yaşta şarkı söylemeye başladı. Yeteneği erken yaşlardan itibaren belirgindi ve güçlü ve etkileyici sesiyle kısa sürede tanındı. Anderson, çeşitli kurumlarda müzik eğitimi aldı ve kariyeri boyunca çok sayıda konserde sahne aldı.

Marian Anderson'ın dikkate değer başarılarından biri, 1939'da Paskalya Pazarında Lincoln Anıtı'nda sergilediği tarihi performanstı. Irk ayrımcılığı nedeniyle başlangıçta Anayasa Salonu'nda sahne almasına izin verilmedi, ancak First Lady Eleanor Roosevelt onun Lincoln'de sahne alması için düzenleme yaptı. Bunun yerine anıt. Bu etkinlik geniş bir izleyici kitlesinin ilgisini çekti ve sivil haklar hareketinde önemli bir an oldu. Anderson'ın Lincoln Anıtı'ndaki performansı sadece yeteneğini sergilemekle kalmadı, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ırk ayrımcılığına ve ayrımcılığa da meydan okudu.

Marian Anderson, Harlem Rönesansı'na doğrudan dahil olmasa da, Afro-Amerikan sanatının desteklenmesinde ve toplumsal engellerin aşılmasında hayati bir rol oynadı. Bir şarkıcı olarak başarıları ve ayrımcılığı kabul etmeyi reddetmesi, Afrikalı Amerikalıların hayallerini gerçekleştirmede önemli zorluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde birçok kişi için ilham kaynağı oldu. Anderson'ın gösteri sanatlarına katkısı ve sivil haklar hareketi üzerindeki etkisi, onun Amerikan müziği ve kültüründeki bir simge olarak yerini sağlamlaştırdı.

Edebiyat

İlgili Kategoriler