Fısıldayan yalanların ve gizli hayallerin olduğu bir dünyada,
Gerçeğin sesi parlıyor ve çığlık atıyor,
Cesur ve şaşırtıcı, sisi yarıp geçiyor,
Sersemleten ve hayrete düşüren bir dürüstlük işareti.
Gölgelere ışık tutar, hiçbir karanlık gizleyemez,
Kalplerimizi hissettiren sırları ortaya çıkarmak,
Ham gerçeklik, ne kadar sert olursa olsun,
Ruhumuzu uyandırır ve bizi özgür kılar.
Statik sessizlik sayesinde, bir zurna çağrısı,
Engelleri aşar, herkesi delip geçeriz,
Ruhlarımızda yankılanıyor, derin bir uyanış,
Düşüncemizin temellerini sarsıyor.
Bir yıldırım çarpması gibi, kudretle çarpıyor,
Her zamankinden daha parlak yanan bir ateşi tutuşturuyorum,
Bir zamanlar bizi bağlayan yanılsamaları tüketerek,
Bulduklarımız karşısında bizi hayret içinde bırakıyor.
Ancak cesaret bu şaşırtıcı gerçeğe eşlik ediyor.
Çünkü gençliğimizle yüzleşmek cesaret ister,
Konforu bırakıp bilinmeyeni kucaklamak,
Büyümenin ekildiği yeni bir yol çizmek.
Kararlılığımızı test ediyor, bizi uçurumun kenarına itiyor,
Dik ve sağlam durmak, sözümüzü asla kaybetmemek,
Bu vahyi kollarını açarak kucaklamak için,
Ve onun yol gösterici ışığı tüm zararlarımızı gidersin.
Öyleyse cesur ve şaşırtıcı gerçeği memnuniyetle karşılayalım,
Bizi köklerimize kadar sarssa bile,
Çünkü derinliklerinde dönüştürücü bir güç yatıyor,
Hayatlarımızı şekillendirmek, yeni bir saate ulaşmak.
Bu kendini keşfetme ve büyüme yolculuğunda,
Hayatın gerçekleriyle yüzleşecek gücü bulabilir miyiz?
Cesaret ve dayanıklılıkla ruhlarımızın yükselmesine izin verin,
Gerçekte kim olduğumuzun özünü kucaklamak.