Arts >> Sanat ve Eğlence >  >> Kitaplar >> Şiir

Sandra Cisneros'un Bulut şiiri ne anlama geliyor?

Sandra Cisneros'un "Bulut" adlı eseri, bulutların doğasının, geçiciliklerinin ve hem neşeyi hem de üzüntüyü uyandırma yeteneklerinin bir yansımasıdır. Şiirin anlatıcısı bulutları uzaktan gözlemler, onların sürekli değişen şekil ve renklerine dikkat eder ve onları kendi düşünce ve duygularıyla karşılaştırır.

Tıpkı bulutların "eriyip iz bırakmadan yok olması" gibi, konuşmacının düşünceleri ve duyguları da geçicidir ve sürekli değişmektedir. Duygularının da bulutlar gibi eninde sonunda geçeceğini ve yeniden huzuru bulacağını bilmek onu rahatlatır.

Şiir aynı zamanda kusurluluğun güzelliği temasını da araştırıyor. Konuşmacı, bulutların mükemmel olmadığını (genellikle şekilsiz veya eksik olduklarını) ancak bunun onların güzelliğini azaltmadığını belirtiyor. Aynı şekilde konuşmacı da kendi kusurlarını ve kusurlarını kucaklar ve bunların kendisini eşsiz ve özel kılan şeyin bir parçası olduğunu bilir.

Sonuçta "Bulut" hayatın güzelliğinin ve geçiciliğinin bir kutlamasıdır. Şiir bize değişimin ve belirsizliğin ortasında bile minnettar olunacak ve takdir edilecek çok şey olduğunu hatırlatıyor.

İşte şiirin daha ayrıntılı bir analizi:

* Şiir, konuşmacının bulutları "pamuk şekeri gibi, patlamış mısır gibi, dondurma gibi" diye tanımlamasıyla başlıyor. Bu karşılaştırmalar eğlenceli ve çocuksu olup, neşe ve masumiyet duygusu uyandırır.

* Konuşmacı daha sonra bulutları "şekil değiştiren, renk değiştiren" olarak tanımlıyor ve onların "her zaman hareket ettiklerini, asla hareketsiz olmadıklarını" belirtiyor. Bu görüntü, bulutların sürekli bir akış halinde olduğunu ve bir andan diğerine asla aynı olmadıklarını gösteriyor.

* Konuşmacı bulutları, yine sürekli değişen düşünce ve duygularına benzetiyor. "Çocuk gibi huzursuz" olduklarını ve "çok çabuk uçup gittiklerini" belirtiyor. Bu karşılaştırma, konuşmacının düşünce ve duygularının geçici doğasını vurgular ve bize bunların her zaman güvenilir veya istikrarlı olmadığını hatırlatır.

* Konuşmacı, düşünce ve duygularının da bulutlar gibi eninde sonunda geçip gideceğini ve yeniden huzur bulacağını bilmekle teselli bulur. "Onların geçişini izleyeceğim ve yalnız olmadığımı bileceğim" diyor. Bu ifade, insan deneyiminin güçlü bir doğrulamasıdır ve hepimizin ortak duygularımızla birbirimize bağlı olduğumuzu hatırlatır.

* Şiir, konuşmacının kendi kusurlarını ve kusurlarını kucaklaması ile biter. "Mükemmel değilim ama güzelim" diyor. Bu ifade, kendi kusurlarımızdan korkmamamız gerektiğini, onları bizi benzersiz ve özel kılan şeyin bir parçası olarak kabul etmemiz gerektiğini hatırlatıyor.

Sonuç olarak, Sandra Cisneros'un "Bulut" adlı eseri, bulutların doğası, geçicilikleri ve hem neşeyi hem de üzüntüyü uyandırma yetenekleri üzerine güçlü ve etkileyici bir meditasyondur. Şiir bize, değişimin ve belirsizliğin ortasında bile hâlâ minnettar olunacak ve takdir edilecek çok şey olduğunu hatırlatıyor.

Şiir

İlgili Kategoriler