1. Çağrıştırıcı Dil :
Hazlitt'in bu makaledeki yazıları, canlı imgeleri ve çağrıştırıcı diliyle dikkat çekiyor. Şiirin genç zihni üzerindeki etkisini anlatmak için güçlü tanımlayıcı ifadeler kullanıyor. Örneğin, Coleridge'in sesini "uzaktan duyulan gök gürültüsü sesi" olarak tanımlıyor. Hazlitt'in dili ustaca kullanması, okuyucu için duyusal bir deneyim yaratarak onun şiire verdiği duygusal tepkileri dolaylı olarak deneyimlemesine olanak tanır.
2. Edebiyat Eleştirisi :
Hazlitt, Coleridge ve Wordsworth'ün şiirlerinin ayırt edici niteliklerini ve katkılarını analiz ederek edebiyat eleştirisi yapıyor. Coleridge'i "duygu yoğunluğu" ve "entelektüel zekası" nedeniyle övüyor ve "coşkuyu düşünceyle" harmanlama yeteneğini vurguluyor. Wordsworth ile ilgili olarak Hazlitt, "üslubunun basitliğini" ve insan doğasının "temel tutkularını" yakalama yeteneğini vurguluyor. Hazlitt, eleştirel bakış açılarıyla her şairin kendine özgü güçlü yönlerine ve özelliklerine ışık tutuyor.
3. Şiirin Kişisel Etkisi :
Hazlitt'in makalesinin merkezinde şiirin onun üzerinde yarattığı derin kişisel etki vardır. Coleridge ve Wordsworth'ün şiirlerini okumanın nasıl yeni düşünce ve duygu alanları açtığını, hayata bakış açısını nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Hazlitt, şiirin yoğun duyguları uyandırma, hayal gücüne ilham verme ve zor zamanlarda teselli sağlama kapasitesini vurguluyor. Kendi deneyimi, edebiyatın dönüştürücü gücünün bir kanıtıdır.
4. Romantik Estetik :
Hazlitt'in makalesi 19. yüzyılın başlarındaki Romantik estetik hareketiyle uyumludur. Romantikler katı kurallar ve geleneklerden ziyade duyguya, hayal gücüne ve bireysel deneyime değer veriyordu. Hazlitt'in şiirin duygusal ve kişisel etkisine odaklanması onun bu Romantik idealleri benimsediğini yansıtıyor. Şiirin duyuları uyandırma ve okuyucuyu yeni deneyim doruklarına taşıma kapasitesini övüyor.
5. Şiirin Önemi :
Hazlitt makale boyunca şiirin insan yaşamındaki öneminin altını çiziyor. Şiirin sadece eğlence olmadığını, aynı zamanda insan deneyiminin derin ve önemli bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Hazlitt, şiirin dünyaya dair anlayışımızı zenginleştirme, duygularımızı derinleştirme, ilham ve rahatlık kaynağı sağlama gücüne sahip olduğuna inanıyor.
6. Doğayla Yakınlık :
Hazlitt, romantik edebiyatın ana teması olan şairlerin doğayla olan yakın bağını vurguluyor. Şiirlerinin doğal dünyanın güzelliğini ve ihtişamını nasıl yakaladığını ve bu bağlantının şiirsel ifadelerini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Doğaya yapılan bu vurgu, Romantiklerin insanlığın ve doğal çevrenin birbirine bağlılığına olan inancını yansıtıyor.
Sonuç olarak, William Hazlitt'in "Şairlerle İlk Tanışmam" adlı eseri, şiirin onun hayatı üzerindeki etkisine dair kişisel ve derinden hissedilen bir inceleme sunuyor. Çağrışımcı dili, edebiyat eleştirisi ve şiirin kişisel önemine yaptığı vurguyla Hazlitt, edebiyatın dönüştürücü gücünü ve dünya anlayışımızı şekillendirme yeteneğini aktarıyor. Bu makale, şiirin kalıcı etkisine ve onun hayal gücünü uyandırma ve duyguları harekete geçirme kapasitesine bir övgü niteliğindedir.