Stoacılar hayattaki tek gerçek iyiliğin erdem olduğuna ve zenginlik, şöhret ve zevk gibi diğer şeylerin önemsiz olduğuna inanıyorlardı. Ayrıca evrenin "logo" adını verdikleri akılcı ve iyiliksever bir güç tarafından yönetildiğine inanıyorlardı.
Stoacılar pratik filozoflardı ve felsefelerinin insanların daha mutlu ve daha tatmin edici hayatlar yaşamasına yardımcı olabileceğine inanıyorlardı. İnsanların bunu başarmasına yardımcı olacak meditasyon, günlük tutma ve kendi kendini inceleme gibi bir dizi egzersiz ve teknik geliştirdiler.
Stoacılar çok çeşitli insanlardan oluşuyordu ve fikirleri Hıristiyanlık, İslam ve Yahudilik de dahil olmak üzere diğer birçok felsefi okulu etkiledi. Fikirleri Batı kültürü ve düşüncesi üzerinde de önemli bir etki yarattı ve dünyanın her yerindeki insanlar tarafından incelenmeye ve beğenilmeye devam ediyor.
Erkeklikle ilgili Stoacı fikirlerin bazı spesifik örnekleri şunlardır:
* İdeal erkek güçlü ve cesurdur. Stoacılar, erkeklerin fiziksel ve zihinsel olarak güçlü olması gerektiğine ve zorluklarla cesaret ve kararlılıkla yüzleşebilmeleri gerektiğine inanıyordu.
* İdeal erkek adil ve adildir. Stoacılar, erkeklerin başkalarıyla olan ilişkilerinde adil ve adil olmaları gerektiğine ve ihtiyacı olanlara yardım etmeye her zaman istekli olmaları gerektiğine inanıyorlardı.
* İdeal erkek bilge ve zekidir. Stoacılar, erkeklerin iyi eğitimli ve zeki olması gerektiğine ve her zaman öğrenmeye ve gelişmeye çabalamaları gerektiğine inanıyorlardı.
* İdeal erkek, kendine hakim ve ılımlıdır. Stoacılar, erkeklerin eylemlerinde özdenetimli ve ölçülü olmaları, aşırılık ve hoşgörüden kaçınmaları gerektiğine inanıyorlardı.
* İdeal erkek alçakgönüllü ve mütevazıdır. Stoacılar, erkeklerin başkalarıyla olan ilişkilerinde alçakgönüllü ve alçakgönüllü olmaları gerektiğine ve başarılarıyla asla övünmemeleri veya övünmemeleri gerektiğine inanıyorlardı.
Stoacılar, bu niteliklerin bir insanın mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürmesi için gerekli olduğuna inanıyordu. Ayrıca bu niteliklerin, koşulları ne olursa olsun tüm insanlar tarafından elde edilebileceğine inanıyorlardı.