Arragon Prensi'nin nasıl sunulduğuna dair bazı önemli noktalar şunlardır:
1. Zenginlik ve Görünüm :Arragon Prensi zenginliği ve savurganlığıyla tanınır. Büyük bir maiyetle Venedik'e gelir ve lüks eşyalarıyla övünür. Portia'nın zenginliğinden etkileniyor ve kişisel özelliklerinden çok zenginliği nedeniyle onun elini kazanmaya hevesli.
2. Portia'nın taliplisi :Arragon Prensi, Portia'nın elini kazanmak için tabut seçme yarışmasına katılır. Gümüş tabutu seçtiğinde, ona akıllıca seçim yapmadığını ve Portia'yı almadan gitmesi gerektiğini söyleyen bir yazı okur.
3. Reddetme :Arragon Prensi doğru tabutu seçmeyince hayal kırıklığına uğrar. Portia'nın tabut seçimini eleştirerek küstahça ve küçümseyerek tepki verir ve onun sevgisine layık olmadığını ilan eder.
4. Kendini Övmek ve Bencillik :Arragon Prensi kendini övme ve bencillikle doludur. Başarılarıyla övünüyor ve kendisinden "İspanya'nın oğlu", "yüksek prens" ve "krallıkların varisi" olarak söz ediyor. Portia'yla evlenme hakkına sahip olduğuna ve Portia'nın onun varlığından onur duyması gerektiğine inanıyor.
5. Gerçek Sevginin Eksikliği :Arragon Prensi'nin Portia'yı takip etmesi, gerçek sevgiden ziyade onun zenginliğine ve sosyal konumuna duyduğu arzudan kaynaklanıyor gibi görünüyor. Portia'nın gerçek değerini ve bir ilişkide aşkın önemini anlayamıyor.
6. Kalkış :Tabut seçme mücadelesinde başarısız olan Arragon Prensi, herhangi bir üzüntü veya pişmanlık göstermeden Venedik'i derhal terk eder. Hızlı ayrılışı, yüzeyselliğini ve Portia ile duygusal bağ eksikliğini vurguluyor.
Genel olarak Arragon Prensi, tek odak noktası zenginlik ve sosyal statü olan sığ, bencil bir karakter olarak tasvir ediliyor. Portia'nın gerçek değerini anlayacak derinlik ve içgörüden yoksundur ve sonuçta onun elinin peşinde başarısız olur.