Fransız Devrimi sırasında kırılan en ünlü sembollerden biri Bastille'di. Bastille, Paris'te baskıcı Eski Rejimin sembolü olarak görülen bir hapishaneydi. 14 Temmuz 1789'da bir grup devrimci Bastille'e baskın düzenledi ve mahkumları serbest bıraktı. Bastille'in düşüşü Fransız Devrimi'nin başlangıç noktalarından biri olarak kabul edilir.
Fransız Devrimi sırasında kırılan bir diğer önemli sembol ise monarşiydi. Yüzyıllar boyunca Fransa bir kral veya kraliçe tarafından yönetilmişti. Ancak Fransız Devrimi sırasında monarşi devrildi ve cumhuriyet kuruldu. Hükümetteki bu değişiklik gelenekten büyük bir kopuştu ve Fransa'da yeni bir demokrasi çağının başlamasına yardımcı oldu.
Fransız Devrimi, fiziksel sembollerin yanı sıra birçok sosyal ve kültürel sembolün de yıkılmasına tanık oldu. Örneğin üst sınıfların geleneksel kıyafetleri yasaklandı ve yerini daha basit kıyafetler aldı. "Mösyö" ve "Madam" gibi unvanların kullanılması da önerilmez. Bu değişikliklerin amacı Fransa'da yüzyıllardır var olan toplumsal engelleri yıkmak ve daha eşit bir toplum yaratmaktı.
Sembollerin kırılması Fransız Devrimi'nin önemli bir parçasıydı. Yeni, daha eşitlikçi bir toplum yaratılmasına ve geçmişten kopmaya yardımcı oldu. Fransız Devrimi sırasında kırılan semboller bugün de yankı bulmaya devam ediyor ve sembolizmin toplumu şekillendirme gücünün bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor.
Fransız devrimi sırasında sembolün nasıl kırıldığına dair bazı spesifik örnekler:
- 14 Temmuz 1789'da Bastille'in basılması, monarşiye ve Eski Rejime karşı sembolik bir meydan okuma eylemiydi.
- 21 Ocak 1793'te Kral XVI. Louis'in kafasının kesilmesi sembolik bir kral katli ve monarşinin sonuydu.
- Dini metinlerin yakılması ve kiliselerin tahrif edilmesi laikliğin ve Katolik Kilisesi'nin reddinin sembolik bir eylemiydi.
- Üç renkli bayrağın benimsenmesi sembolik bir birlik eylemi ve yeni bir ulusun yaratılmasıydı.
Bunlar Fransız Devrimi sırasında sembolizmin kullanıldığı ve bozulduğu birçok yoldan sadece birkaç örnek.