1. Bilinçdışına Vurgu:
Sürrealizm, ilham ve sanatsal yaratımın kaynakları olarak bilinçdışı zihnin, rüyaların ve mantıksızlığın gücünü benimsedi. Sanatçılar insan ruhunun gizli derinliklerini keşfettiler ve bilinçaltı düşünceleri, duyguları ve arzuları ifade etmeye çalıştılar.
2. Otomatizm ve Şans:
Sürrealistler bilinçdışı zihinlere ulaşmak ve bilinçli kontrol olmadan sanat üretmek için otomatik yazma, çizim ve kolaj gibi teknikler kullandılar. Şansın beklenmedik ve yenilikçi ifade biçimlerine yol açabileceğine inanıyorlardı.
3. Yan yana gelme ve bozulma:
Sürrealizm sıklıkla ilgisiz nesnelerin, görüntülerin veya fikirlerin beklenmedik bir şekilde yan yana getirilerek bir yönelim bozukluğu ve sürpriz duygusu yaratmasını içeriyordu. Bu teknik, geleneksel çağrışımlara meydan okudu ve izleyicileri kendi gerçeklik algılarını sorgulamaya teşvik etti.
4. Rüya Gibi Görüntüler:
Sürrealist eserler sıklıkla merak, gizem ve tekinsizlik duygusunu uyandırmak için rüya gibi imgeler, semboller ve metaforlar içeriyordu. Sanatçılar, gerçek ile hayal edilen arasındaki sınırları bulanıklaştırarak rüyaların mantıksızlığını ve saçmalığını yakalamaya çalıştılar.
5. Yıkıcı Doğa:
Sürrealizm toplumsal normlara, kültürel geleneklere ve yerleşik sanatsal geleneklere meydan okudu. 20. yüzyılın başlarını karakterize eden isyan ve deney ruhunu yansıtarak beklentileri kışkırtmayı, bozmayı ve altüst etmeyi amaçlıyordu.
6. İşbirliği ve Disiplinlerarası Yaklaşım:
Sürrealistler sıklıkla edebiyat, film, fotoğraf ve müzik gibi farklı alanlardan sanatçılarla işbirliği yaptı. Bu disiplinlerarası yaklaşım, sürrealist fikirlerin çeşitli ortamlarda araştırılmasına olanak sağladı.
7. Diğer Sanat Formlarına Etkisi:
Gerçeküstücülük öncelikli olarak görsel sanatlarla ilişkilendirilse de etkisi diğer sanatsal disiplinlere de yayıldı. Edebiyatı, şiiri, tiyatroyu ve sinemayı etkileyerek sanatçılara geleneksel anlatı yapılarına meydan okuma ve gerçeküstü ile mantık dışı olanı keşfetme konusunda ilham verdi.
Öncelikle görsel tekniklere odaklanan Empresyonizm, Ekspresyonizm veya Kübizm gibi diğer sanat akımlarının aksine, gerçeküstücülük bilinçaltı, mantıksızlık ve rüya görüntüleri alanına girerek gerçekliğin doğasına ve insan deneyimine benzersiz bir bakış açısı sundu.