16. yüzyılın sonları ile 17. yüzyılın başlarını kapsayan Şekespearean döneminde dini, felsefi ve kültürel inançlarda doğaüstü unsurlar ön plana çıkmıştır. Shakespeare'in döneminde doğaüstü inanca ilişkin bazı önemli noktalar şunlardır:
1. Hıristiyanlık :Shakespeare'in zamanında İngiltere ağırlıklı olarak Hıristiyandı ve Hıristiyan inancı Tanrı, Melekler ve şeytanlar gibi doğaüstü varlıkların varlığını vurguluyordu. İncil'e dayanan Hıristiyan inançları, insanların doğaüstü dünyaya ilişkin algısının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı.
2. Folklor ve Mitoloji :Shakespeare'in oyunları genellikle doğaüstü karakterler ve güçler açısından zengin olan folklor ve mitolojiden öğeler içeriyordu. Bu hikayeler ve nesillerin sözlü olarak aktarılan inançları etkilenmiş ve insanların doğal dünya ile doğaüstü alemler arasındaki ilişkiye dair anlayışlarını şekillendirmiştir.
3.Periler ve Elf :Shekespeare'in zamanında perilere, elflere ve diğer büyülü yaratıklara olan inanç yaygındı. Bu varlıklar sıklıkla folklorlarda ve oyunlarda karşımıza çıkıyor ve insanlar onların varlığına ve insan dünyası üzerindeki etkilerine inanıyorlardı.
4.Büyücülük ve Büyü :Büyücülüğe ve büyüye olan inanç 16. ve 17. yüzyıllarda yaygındı. İnsanlar cadıların büyü yapabileceğine, insanlara zarar verebileceğine ve doğaüstü dünyayla iletişim kurabileceğine inanıyordu.
5.Batıl inançlar :Batıl inançlar yaygındı ve insanların hayatlarını ve kararlarını etkiliyordu. Örneğin birçok kişi uğurlu tılsımların, lanetlerin ve alametlerin gücüne inanıyordu.
6. Astroloji ve Simya :Bilim ve mistisizmin unsurlarını birleştiren astroloji ve simya, doğaüstü güçleri anlamaya ve manipüle etmeye çalışan popüler uygulamalardı.
7. Hayaletler ve Hayaletler :Hayaletlere ve hayaletlere olan inanç yaygındı ve hainlik ve vizyonlarla ilgili haberler ciddiye alınıyordu.
Shekespeare'in zamanında herkesin aynı inançlara sahip olmadığını belirtmek önemlidir. Bilimsel devrimler kazanıldıkça
ivme kazandıkça, bazı bireyler geleneksel doğaüstü inançları sorgulamaya ve onlara meydan okumaya başladı. Ancak genel olarak nüfusun büyük çoğunluğu, dönemin sosyal, dini ve kültürel faktörlerinden etkilenen doğaüstü dünyaya dair ortak bir anlayışı paylaşıyordu.