Elaine dokumalarıyla penceresinin ötesindeki dünyanın görüntülerini yakalıyor ve daha aktif ve meşgul bir hayata olan özlemini ve arzusunu yansıtan bir duvar halısı yaratıyor. Ancak lanetinin kendisine dayattığı kısıtlamalar nedeniyle hayal gücü de sınırlıdır ve bu onun dünyayı doğrudan deneyimlemesini engeller.
Şiir, Elaine'in hayal dolu yaşamının bir tür kaçış olduğunu ve onun sınırlı varoluşunun hayal kırıklıklarıyla başa çıkmasına olanak sağladığını öne sürüyor. Ancak sonuçta bunun bir tuzak olduğu da ortaya çıkar ve onun gerçekten yaşamasını ve potansiyelini gerçekleştirmesini engeller.
Şiirin doruğa ulaşan sahnesinde Elaine, doğrudan Sir Lancelot'a bakarak laneti bozar ve onun dış dünyayı ilk kez deneyimlemesine olanak tanır. Ancak bu aynı zamanda bir tekneyle akıntıya doğru yelken açtıktan sonra öldüğü için onun çöküşüne de yol açar. Şiir, hayal gücünün güçlü bir araç olabileceğini ancak tatmin edici bir yaşam sürdürebilmek için deneyimle dengelenmesi gerektiğini öne sürüyor.
Genel olarak "The Lady of Shalott", hayal gücü ile gerçeklik arasındaki karmaşık ilişkiyi ve bunların hayatlarımızı hem zenginleştirip hem de kısıtlayabildiği yolları araştırıyor.