Özgürlükçü teori :Bu teori basın ve ifade özgürlüğünü vurgulamaktadır. Tartışmalı veya saldırgan olsa bile hükümetin medya içeriğine müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor. Liberteryenler, fikir pazarının eninde sonunda gerçeğe varacağına ve belirli fikirleri bastırmaya yönelik herhangi bir girişimin yalnızca geri tepeceğine inanırlar.
Sosyal sorumluluk teorisi :Bu teori medyanın kamu yararına hizmet etme sorumluluğunu vurgulamaktadır. Medyanın gücünü olumlu değerleri teşvik etmek ve önemli konularda kamuoyunu bilgilendirmek için kullanması gerektiğini savunuyor. Sosyal sorumluluk savunucuları, medyanın içeriğinden sorumlu tutulması ve gerekirse hükümet tarafından düzenlenmesi gerektiğine inanıyor.
Gelişim teorisi :Bu teori medyanın sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlama potansiyelini vurgulamaktadır. Medyanın halkı eğitmek, sağlık ve güvenliği teşvik etmek ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için kullanılabileceğini savunuyor. Kalkınmacılar medyanın hükümet tarafından desteklenmesi ve belirli kalkınma hedeflerine ulaşmak için kullanılması gerektiğine inanıyor.
Bu teorilerin her birinin kendine özgü güçlü ve zayıf yönleri vardır. Özgürlükçü teori ifade özgürlüğünü destekler ancak yanlış bilginin ve nefret söyleminin yayılmasına da yol açabilir. Sosyal sorumluluk teorisi medyanın halka karşı sorumluluğunu vurguluyor ancak sansüre ve muhalif seslerin bastırılmasına yol açabiliyor. Gelişim teorisi medyanın iyilik potansiyelini vurguluyor ancak bu, hükümetin medyayı propaganda amacıyla kullanmasına yol açabilir.
Medyayı düzenlemeye yönelik en iyi yaklaşım muhtemelen üç teorinin birleşimidir. Hükümetlerin ifade özgürlüğünü korumak, medyanın kamu yararına hizmet etmesini sağlamak ve medyayı kalkınma hedeflerini desteklemek için kullanmak arasında bir denge kurması gerekiyor.