1. Doğal Hukuk Teorisi:
- Grotius, ulusal sınırları aşan laik, evrensel ve rasyonel bir doğa hukukunu savundu.
- Onun teorisine göre doğal hukuk, insan aklından ve insan doğasında var olan etik ilkelerden kaynaklanmaktadır.
- Pozitif yasaların yokluğunda bile bireylerin ve ulusların doğuştan gelen hak ve yükümlülükleri olduğunu savundu.
2. Denizlerin Özgürlüğü:
- Grotius, Avrupa uluslarının iddia ettiği hakim kısrak klausum (kapalı denizler) doktrinine karşı çıktı.
- Denizlerin herhangi bir ülkenin egemenliğine tabi olmaması nedeniyle, denizlerin ticaret ve denizcilik için tüm ulusların erişimine açık olması gerektiğini öne sürerek mare liberum (açık deniz) kavramını geliştirdi.
3. Geçiş Hakkı:
- Grotius ulusların karasularına sahip olabileceğini kabul etti ancak bu sulardan zararsız geçiş hakkını savundu.
- Masum geçiş, gemilerin başka bir ülkenin sularında, kıyı devletine zarar vermeden veya rahatsız etmeden, düşmanca olmayan amaçlarla dolaşabilme özgürlüğünü ifade eder.
4. Adil Savaş Teorisi:
- Grotius, güç kullanımına izin verilen koşulların ana hatlarını çizen adil savaş teorisini geliştirdi.
- Savaşın son çare olması gerektiğini, haklı bir amaç için, meşru bir yetkiyle, orantılı ve gerekli araçlarla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
5. Antlaşmalar Hukuku:
- Grotius, antlaşmaların hukuken bağlayıcı olduğunu ve iyi niyetle uyulması gerektiğini ileri sürerek, antlaşmalar hukukunun gelişmesine katkıda bulunmuştur.
- Uluslararası hukukun temel ilkesi olarak pacta sunt servanda'nın (anlaşmalara uyulmalıdır) önemini vurguladı.
6. Devletlerin Egemen Eşitliği:
- Grotius, büyüklüklerine, güçlerine veya siyasi sistemlerine bakılmaksızın egemen devletlerin eşitliği fikrini destekledi.
- Tüm devletlerin doğuştan gelen hak ve yükümlülükleri olduğunu ve uluslararası hukuka göre eşit muamele görmesi gerektiğini savundu.
7. Modern Uluslararası Hukuka Etkisi:
- Grotius'un teorileri, modern egemenlik kavramının, toprak haklarının ve anlaşmazlıkların diplomasi ve müzakere yoluyla barışçıl çözümünün temelini attı.
- Çalışmaları, uluslararası hukukun ayrı bir çalışma ve uygulama alanı olarak gelişimine teorik bir temel sağladı ve daha sonraki hukukçuların ve filozofların yazılarını etkiledi.
8. Neoklasik Teori:
- Bu bağlamda "neoklasik" terimi Grotius'un teorilerini tanımlamak için yaygın olarak kullanılmaz. Daha çok ekonomi alanındaki sonraki gelişmelerle ilişkilendirilir.