Arts >> Sanat ve Eğlence >  >> Kitaplar >> Kurgu

Anlatıcının deoli hakkındaki duyguları nelerdi?

Ruskin Bond'un "Gözlerin Sahip Olduğu" adlı kısa öyküsünde anlatıcının Deoli hakkında karışık hisleri var gibi görünüyor. Bu tepe istasyonunun kesinlikle takdir ettiği yönleri olsa da Deoli aynı zamanda yalnızlık, pişmanlık ve anlatıcının yerinden edilmişlik duygusu için de bir fon görevi görüyor. Anlatıcının Deoli hakkındaki düşünce ve duygularından bazıları şunlardır:

- Doğaya ve manzaraya hayran:

> Deoli'nin yemyeşil ortamı başlangıçta anlatıcıyı büyüler. Tepe istasyonunu karakterize eden büyüleyici dağ manzaralarını, pitoresk vadileri ve sakin ormanları anlatıyor.

- Kaçış hissi:

> Deoli'ye gelmek şehir hayatının karmaşasından geçici bir kaçış anlamına gelir. Anlatıcı için tepe istasyonu yavaşlama, doğayla bağlantı kurma ve zihinsel teselli arama fırsatı vaat ediyor.

- Yalnızlık ve yalıtılmışlık:

> Başlangıçta olumlu bir durum olarak algılanan Deoli'nin yalnızlığı, giderek anlatıcının ağırlığını taşır. Sosyal etkileşimlerin ve kültürel etkinliklerin eksikliği, kendisini izole edilmiş ve dünyadan kopuk hissetmesine neden oluyor.

- Geçmişteki romantizmin hatırlatıcıları:

> Deoli, anlatıcının geçmişteki aşk ilişkisine dair dokunaklı anıları tetikler. Memnuniyet anları bulurken, tepe istasyonu sürekli olarak kaybedilen aşkın ve tamamlanmamış ilişkilerin hatırlatıcısı haline gelir.

- Duygu çatışması:

> Anlatıcının duyguları hikaye boyunca gelişir ve Deoli bu iç mücadelenin sembolü haline gelir. Manzaranın güzelliğini buluyor ama yine de kendi melankolik düşünceleriyle ve hayatındaki çözülemeyen çatışmalarla boğuşuyor.

Özetle, anlatıcının Deoli'ye bakış açısı, onun doğal güzelliğini takdir etmek ile kişisel duygusal çalkantılarıyla yüzleşmek arasında gidip geliyor. Deoli'deki deneyimleri, bir tepe istasyonu ortamındaki yaşamın ikiliğini vurguluyor.

Kurgu

İlgili Kategoriler