1. Zamanın Geçişi: Şiir, alacakaranlıktan geceye geçişi yakalayan, solmakta olan bir günün arka planında yer almaktadır. Bu ortam, zamanın amansız geçişini ve yaşamın geçici doğasını simgelemektedir. Konuşmacı, etrafındaki dünyanın zaman içinde nasıl değiştiğini ve belirli anların ve deneyimlerin nasıl kaybolduğunu veya unutulduğunu yansıtıyor.
2. Bellek: Şiir, konuşmacının geçmişinden, özellikle de çocukluğundan canlı anılarla doludur. Bu anılar, yaprakların hışırtısı ve karatavuk şarkısı gibi doğal dünyanın görüntüleri ve sesleriyle tetiklenir. Hatırlama eylemi, konuşmacının geçmişiyle yeniden bağlantı kurmasına ve çoktan geçmiş anları anlık olarak yeniden yakalamasına olanak tanır.
3. Anlam Arayın: Şiir, konuşmacının hayatta anlam ve amaç bulma arayışını araştırıyor. Gündelik hayattaki görünüşte rastlantısal ve çoğunlukla önemsiz olayların daha derin bir anlam taşıyıp taşımadığını, yoksa bunların sadece unutulup giden geçici anlardan mı ibaret olduğunu sorguluyor. Şiir, konuşmacının etrafındaki dünyayı anlamlandırmaya ve varoluşunda bir tatmin duygusu bulmaya yönelik içsel mücadelelerini yansıtır.
4. Yalnızlık ve İzolasyon: Konuşmacı, ister bir tarlada, ister bir patika boyunca ya da kalabalık bir caddede yürürken olsun, kendisini sıklıkla doğal dünyada yalnız bulur. Bu yalnızlık onun düşünceleri ve duyguları üzerinde düşünmesine olanak tanır, ancak aynı zamanda etrafındaki insanlardan yalıtılmışlık ve kopukluk duygusunu da vurgular. Şiir, konuşmacının bağlantı kurma arzusu ile yabancılaşma duyguları arasındaki gerilimi araştırıyor.
5. Ölüm oranı: Şiir aynı zamanda ölümlülük temasına da değiniyor ve konuşmacı insan yaşamının sonlu doğasını düşünüyor. Solan ışığın yinelenen görüntüsü, ölümün kaçınılmazlığını ve varoluşun geçici doğasını akla getiriyor. Şiir, konuşmacıyı kendi ölümlülüğü ve geride bırakacağı miras üzerinde düşünmeye teşvik eder.
Genel olarak "Yürüyüş" zaman, hafıza, anlam arayışı, yalnızlık ve ölümlülük temalarını araştıran düşünceli bir şiirdir. Konuşmacının kendi deneyimleri ve değişen manzara üzerine düşünceleri aracılığıyla Hardy, insanlığın durumuna ve yaşamın karmaşıklıklarına dair dokunaklı bir araştırma sunuyor.