1. Başarı ve sanatsal tutkunun fiyatı: Film, Broadway'in zorlu dünyasını ve sanatçıların zanaatları için yaptıkları fedakarlıkları araştırıyor. Kahraman Joe Gideon, kendisini fiziksel ve zihinsel sınırlarına iterek, yaratıcı vizyonu için kişisel ilişkilerini ve sağlığını feda eder. Bu tema, özveri ve takıntı ile birey üzerinde aldığı ücret arasındaki ince çizgiyi araştırıyor.
2. Kimlik ve Kontrol Mücadelesi: Joe, giderek daha fazla kaybolmuş ve parçalanmış hissettiği bir dünyada umutsuzca kontrol arayan bir adamdır. Kişisel şeytanları, çoklu ilişkileri ve yaklaşan ölümleri ile mücadele ediyor. Film, insanın kimlik ihtiyacını ve başarının baskılarının ve yaratıcı sürecin sürekli taleplerinin ortasında onu korumanın zorluklarını araştırıyor.
3. Hayallerin ve fantezilerin gücü: "Tüm Bu Caz" Joe'nun iç mücadelelerini ve endişelerini ifade etmek için rüya dizileri ve gerçeküstü görüntüler kullanıyor. Film, gerçekliğin ve fantezinin bulanıklaşmasını ve hayallerimizin ve fantezilerimizin bize ilham verebileceği ve tüketebileceğini araştırıyor.
4. Ölüm ve anlam bulmak: Joe kendi ölümleriyle yüzleşirken, hayatının anlamı ve geride bırakacağı mirasla yüzleşmek zorunda kalır. Film, insanın ölüm karşısında amaç ve anlam bulma ihtiyacını araştırıyor ve arkasında bir şey bırakma arzusu bizi geride bırakacak.
5. Yaratıcı süreç ve zorlu doğası: Film tiyatro dünyasının perde arkasına gidiyor ve yaratıcı sürece, taleplerine ve ödüllerine bir bakış sunuyor. Joe'nun fikirlerle güreştiğini, işbirlikçileriyle savaştığını ve sanatsal vizyonunun peşinde kendini sınırlarına ittiğini görüyoruz.
Nihayetinde, "All That Caz" insan durumu hakkında bir film, başarı, kimlik, mortalite ve karmaşık ve genellikle kaotik bir dünyada anlam arayışını araştırıyor. İzleyicileri kendi yaşamları, istekleri ve hayallerinin peşinde yaptıkları seçimler üzerinde düşünmeye davet eden bir film.