Arts >> Sanat ve Eğlence >  >> tiyatro >> Monologları

The Highwayman'i nasıl yorumlarsınız?

Bir varmış bir yokmuş, romantik masallar ve cüretkar maceralarla karakterize edilen bir çağda, cesaretin, şerefin ve aşkın sembolü olan Alfred Ben Sidonia adında bir haydut vardı. Evi olarak adlandırdığı kasaba Kingston, gecenin sessizliğinde sıcak ocakların üzerinde fısıldayarak onun cesur kahramanlıklarını sık sık anlatırdı.

Efsaneye göre, saygın bir kasaba yetkilisinin kızı olan Bess, yorgun gezginler için hem eğlence hem de dinlenmeyle tanınan bir kuruluş olan The Old Crown'un yanında ikamet ediyordu. Hayatının kaderi rahatlık ve güvenlik olacak gibi görünüyordu ama kaderi Alfred'in yolu ile kesiştiğinde araya girdi.

Alfred her gece ayın parıltısı altında ortaya çıkıyordu. Handaki bir duvara zarafetle tırmanır ve açık bir pencereden hızla Bess'in odasına girerdi. Aralarında çiçek açan aşk, yollarına çıkan her türlü engelden daha güçlü bir bağ ördü.

Bir kış akşamı, etrafı kar kaplarken ve soğuklar bastırırken, Alfred ihanetle karşılaştı. Seyyah Tim olarak bilinen bir adam tarafından ihanete uğrayan Alfred, sığındığı uzak bir yer olan The Moat House'da yetkililer tarafından pusuya düşürüldü. Rakiplerinden üstün ve sayıca üstün olmasına rağmen cesurca savaştı ve takipçilerinden kaçmayı başardı.

Yaralı olarak Kingston'a ulaşana kadar soğuk araziden kaçtı. Acıya ve amansız takiplere rağmen kalbi Bess için sızlıyordu ve onu geride bırakma düşüncesine dayanamıyordu.

Bess'in kendisini sabırsızlıkla beklediği, kalbinin belirsizlik ve korkuyla çarptığı The Old Crown'un sıcaklığında teselli buldu. Kısacık bir şefkat anında birbirlerine sımsıkı sarıldılar ve her şeyin ötesinde bir sevgiyi paylaştılar.

Monologları

İlgili Kategoriler