Müziğin Harlem Rönesansı ile bağlantılı olmasının birkaç yolu:
1. Caz :Caz, Harlem Rönesansının temel unsurlarından biriydi ve hareketin kendisiyle eşanlamlı hale geldi. Louis Armstrong, Duke Ellington ve Bessie Smith gibi caz müzisyenleri bu dönemde ön plana çıktı ve müzikleri dünya çapındaki dinleyicileri büyüledi. Harlem'deki Cotton Club ve Savoy Ballroom gibi caz kulüpleri müzisyenlerin performans sergilediği, izleyicilerin dans ettiği ve Harlem Rönesansı ruhunun yeşerdiği sıcak noktalar haline geldi.
2. Maviler :Dönemin bir diğer önemli türü olan Blues da Harlem Rönesansı'nda çok önemli bir rol oynadı. Bessie Smith ve Ma Rainey gibi Blues sanatçıları duygularını şarkılarına aktararak Afro-Amerikan topluluklarının zorluklarını ve mücadelelerini dile getirdiler. Müzikleri izleyicilerde derin yankı uyandırdı ve sosyal yorum ve hikaye anlatımı için güçlü bir araç haline geldi.
3. Maneviyatçılar :Afro-Amerikan dini geleneğine dayanan maneviyatçılar, Harlem Rönesansı sırasında da öne çıktı. Ruhaniler, Afrikalı Amerikalıların inancını, dayanıklılığını ve özlemini ifade etti ve bir teselli ve ilham kaynağı sağladı. Harry T. Burleigh ve Roland Hayes gibi besteciler maneviyatları konser müziğine yükselterek onları daha geniş bir izleyici kitlesine tanıttı.
4. Dans :Harlem Rönesansı'nda dans müzikle yakından iç içeydi. Charleston, Lindy Hop ve Black Bottom gibi danslar, caz ve blues'un ritmik temeli sağlamasıyla popüler hale geldi. Dans salonları ve kabareler, Harlem Rönesansının canlılığını ve enerjisini temsil eden bu yeni dans tarzlarının tadını çıkaran coşkulu kalabalıkları gördü.
5. Kültürel İfade ve Kimlik :Müzik, Afro-Amerikan sanatçıların kültürel kimliklerini ifade etmeleri ve ırksal stereotiplere meydan okumaları için güçlü bir araç olarak hizmet etti. Caz ve blues, müzisyenlerin ustalıklarını ve sanatlarını sergilemelerine olanak tanırken, şarkı sözleri sıklıkla sosyal konulara değiniyor ve Afro-Amerikan deneyimini kutluyordu.
Genel olarak müzik, Harlem Rönesansının vazgeçilmez bir bileşeniydi. Afrikalı Amerikalı müzisyenlerin ve bestecilerin hikayelerini paylaşmaları, kültürlerini kutlamaları ve sanatsal yeteneklerini ortaya koymaları için hayati bir platform sağladı. Müzik aynı zamanda farklı topluluklar arasında bir köprü görevi görerek birlik duygusunu güçlendirdi ve sosyal değişimi teşvik etti.