Evliliği düzenleyen katı kurallara ve düzenlemelere rağmen, çiftlerin gerçekte hayatlarını nasıl yaşadıkları konusunda büyük farklılıklar vardı. Bazı çiftler birlikte çok mutlu olurken, bazıları ise çatışma ve mutsuzluk yaşadı. Ancak evlilik genel olarak hem erkekler hem de kadınlar için istikrar ve güvenlik sağlayan olumlu bir kurum olarak görülüyordu.
Tudor dönemindeki evlilikle ilgili bazı ek ayrıntılar şunlardır:
- Evlilik sözleşmesi karı koca arasında yasal bir anlaşma olarak kabul ediliyordu. Kocaya, karısının mülkiyeti hakkı ve karısının kendisine itaatsizliği halinde onu cezalandırma hakkı da dahil olmak üzere, karısı üzerinde belirli haklar veriyordu.
- Kadınların kocalarına itaatkar olmaları bekleniyordu. Kocalarının izni olmadan evden çıkmalarına ve kendi adlarına mülk sahibi olmalarına izin verilmiyordu.
- Tudor İngiltere'sinde kadınların çok az yasal hakkı vardı. Oy kullanamıyorlardı, kamu görevlerinde bulunamıyorlardı ve ebeveynlerinden miras miras alamıyorlardı.
- Evlilik genellikle kadınların sosyal statülerini iyileştirmenin bir yolu olarak görülüyordu. Bir kadın daha yüksek sosyal statüye sahip bir erkekle evlenerek zenginliğe, güce ve prestije erişebilir.
- Evlilik aynı zamanda çiftlerin çocuk sahibi olmasının bir yolu olarak görülüyordu. Çocuklar bir nimet olarak görülüyordu ve ailenin adını ve soyunu sürdürmek için vazgeçilmezdiler.
Tudor zamanlarında evlilik karmaşık ve çok yönlü bir kurumdu. Bu, büyük bir değişim ve çalkantıların yaşandığı bir dönemdi ve evliliği düzenleyen kural ve düzenlemeler sürekli olarak gelişiyordu. Ancak tüm zorluklara rağmen evlilik hem erkekler hem de kadınlar için istikrar ve güvenlik sağlayan hayati bir kurum olmayı sürdürdü.**