Şiir ve oyun çeşitli şekillerde birbiriyle bağlantılıdır. Birincisi, ikisi de ırksal eşitsizlik konusunu ele alıyor. İkincisi, her ikisi de daha iyi bir gelecek arzusunu ifade ediyor. Üçüncüsü, her ikisi de canlı görüntüler yaratmak için mecazi bir dil kullanıyor.
Hughes "Rüya"da şöyle yazıyor:
bir hayalim var
Bir gün her vadi yücelecek,
Her tepe ve dağ alçaltılacak;
Engebeli yerler ovaya dönüşecek,
Ve çarpık yerler düzleşecek;
Ve Rabbin yüceliği ortaya çıkacak,
Ve bütün beden bunu hep birlikte görecek.
Bu görüntü, eşitsizliğin artık olmadığı bir gelecek vizyonu yaratıyor. Vadiler yükseltilir, tepeler ve dağlar alçaltılır, engebeli yerler ova haline getirilir. Bu görüntü, tüm insanların eşit olacağını ve artık ayrımcılığın olmayacağını gösteriyor.
"Güneşteki Kuru Üzüm"de Hansberry, daha iyi bir gelecek vizyonu yaratmak için benzer görüntüleri kullanıyor. Oyun, Chicago'da daha iyi bir mahalleye taşınmaya çalışan Younger ailesini konu alıyor. Irkçılık ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyorlar ama aynı zamanda bu engelleri aşıp hayallerini gerçekleştirmeye de kararlılar. Bir noktada Mama Younger şunu söylüyor:
Buradan çıkıp o eve taşınmamızı istiyorum. Hepinizin büyüdüğünü ve güzel şeylere sahip olduğunu görmek istiyorum. Çocuklarımın çocuklarının yaşamaları gerektiği gibi, huzur ve mutluluk içinde ve Tanrı'nın amaçladığı her şeyle birlikte yaşadıklarını görecek kadar uzun yaşamak istiyorum.
Bu görüntü, Younger ailesinin karşılaştıkları ırkçılık ve ayrımcılığın üstesinden gelebileceği ve daha iyi bir dünyada yaşayabileceği bir gelecek vizyonu yaratıyor.
Şiir ve oyun, ırksal eşitsizlik temasını araştıran güçlü sanat eserleridir. Her ikisi de daha iyi bir gelecek arzusunu ifade ediyor ve her ikisi de canlı görüntüler yaratmak için mecazi bir dil kullanıyor. Bu sanat eserleri bize ırksal eşitlik için mücadeleye devam etmemiz gerektiğini ve hayallerimizden asla vazgeçmememiz gerektiğini hatırlatıyor.