Hikaye ilerledikçe Linda, kendini keşfetme ve özgürleşme yolculuğuna çıkar. Akıl hocası ve sırdaşı haline gelen dul kasaba terzisi Bayan Otley ile beklenmedik bir dostluk kurar. Linda, Bayan Otley ile olan etkileşimleri sayesinde toplumlarındaki güç dinamikleri ve kadınlara uygulanan sınırlamalar hakkında daha derin bir anlayış kazanır.
Linda'nın kendi potansiyeline uyanması, kasabaya gezici bir karnavalın gelişiyle aynı zamana denk gelir. Karnaval, Linda'nın yaşadığı baskıcı hayata canlı ve özgürleştirici bir alternatifin metaforu olarak hizmet ediyor. Hayatında değişimin katalizörünü temsil eden Jack adında gizemli bir "yılan adam"la burada karşılaşır.
Hikaye doruk noktasına ulaşırken Linda zor bir seçimle karşı karşıyadır:Mutsuz evliliğini sürdürüp toplumsal beklentilere uymak mı, yoksa özgürlüğün belirsizliklerini ve kendini gerçekleştirme potansiyelini mi kabul etmek? En sonunda, getirebileceği risklere ve belirsizliklere rağmen Frank ve Prince'i geride bırakıp yeni bir yola çıkmaya karar verir.
Linda'nın yolculuğu boyunca "Gözyaşı Kadar Islak Bir Hikaye", ataerkil bir toplumda yol alan kadınların mücadelelerini, isteklerini ve dayanıklılıklarını güçlü bir şekilde yansıtıyor. Zorluklar karşısında kişisel gelişimin ve kendini güçlendirmenin önemini vurgulayarak evliliğin, sınıfın ve kişisel eylemliliğin karmaşık dinamiklerini araştırıyor.