Bazı uzmanlar, aile içi şiddetin köklerinin birçok toplumun ataerkil yapısından geldiğine ve bunun da erkeklere kadınlar üzerinde güç ve kontrol sağladığına inanıyor. Bu güç dengesizliği, erkeklerin otoritelerinin tehdit altında olduğunu hissetmeleri veya öfkelerini kontrol edememeleri durumunda şiddete yol açabilmektedir.
Diğer uzmanlar ise aile içi şiddette alkol ve uyuşturucu kullanımının rolüne dikkat çekiyor. Madde kullanımı saldırganlığa ve şiddete yol açabilir ve aynı zamanda kişinin duygularını ve davranışlarını kontrol etme yeteneğini de bozabilir.
Yoksulluk ve ekonomik stres de aile içi şiddete katkıda bulunabilir. İnsanlar geçimlerini sağlamakta zorlanırken stres, kaygı ve depresyon yaşama olasılıkları daha yüksek olabilir; bunların tümü şiddet riskini artırabilir.
Bu faktörlere ek olarak, aile içi şiddete yönelik çocuklukta istismar öyküsü, akıl hastalığı ve sosyal destek eksikliği gibi bir dizi bireysel risk faktörü de vardır.
Aile içi şiddetin herhangi bir demografik grup veya sosyoekonomik durumla sınırlı olmadığını belirtmek önemlidir. Her ırktan, cinsiyetten, yaştan ve gelir seviyesinden insanı etkileyebilir.
Aile içi şiddet, mağdurlar ve aileleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilecek ciddi bir sorundur. Aile içi şiddetin nedenlerinin ve risk faktörlerinin farkında olmak, bunu önlemek için çalışabilmemiz açısından önemlidir.